Mozaik
 
Mozaik
Mozaik kelimesi, bu makalede, plastik sanatlarda kullanılan anlamıyla ele alınmıştır. Küçük, birbirinden farklı, üç boyutlu parçaları bir yüzey üzerinde yan yana getirerek resim oluşturma tekniğine ve ortaya çıkan esere mozaik denir. İlk olarak Sümerler tarafından ev duvarlarına batırdıkları çömlek parçalarıyla yaratılan bu tekniğin günümüzde iki biçimi uygulanmaktadır:
  • Genelde çimentodan oluşan zemin malzeme üzerine parçacıkları batırmak.
  • Tutkalla yapıştırılmış parçaların aralarına sıva döşemek.
Parçacık olarak ise seramikten metale, ahşaptan cama kadar çok çeşitte, şekilde ve büyüklükte malzeme bir arada kullanılabilmektedir. Mimari dekorasyon bağlamında mozaik ilk defa Sümerler tarafından M.Ö. 3.binden itibaren uygulanmıştır. Bugünkü Irak sınırları içersinde yer alan Antik Uruk kentinin bina duvarlarında külâh şeklinde kurutulmuş çamurların duvarlara gömülmesiyle oluşmuştur. Diğer antik mozaik örnekleri ise Mısır’dadır. Tapınakların ve mezarların farklı renklerde taş tabletlerle kaplandığı görülmektedir. M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren mozaik doğal çakıl taşına olan bağımlılığından kurtulmuş kesme ve kırma tekniklerinin gelişmesi ile mozaik renk, desen ve malzeme açısından çeşitlenmiştir. Bu dönemde mozaiğin yuvarlak ve derin kaplar üzerinde de uygulanması mümkün olmuştur. Kesik taşlarla yapılan önemli mozaik örnekleri Assos ve Olimpia’dadır. İkinci yüzyıldan itibaren mozaik, İtalya’da bir moda şeklinde karşımıza çıkıyor. Mozaik denince akla Roma İmparatorluğu zamanında yaratılan eserler gelir. Daha çok şehir kaldırımlarında, meydanlarda, ev avlularında kullanılan, sırlı seramikten yapılmış bu mozaiklerin parçaları birkaç milimetre kadar küçük olabilmektedir. Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nde bulunan ve Zeugma Antik Şehri’ndeki villalardan çıkarılan mozaikler bu dönem eserlerinin en güzel örnekleri arasındadır. Popüler desen; yunus, denizde yaşam ve su ile ilgili mitolojik öyküler ve bunların yanı sıra spor, avcılık gibi konularda evleri, hamamları, dükkânları süslüyor. Bu dönemde yer mozaiği âdeta halı, kilim gibi kullanılıyor. Siyah-beyaz renkler, kırık çakıl taşları ile elde ediliyor. Dekorasyonda mozaik kullanımı Roma İmparatorluğu ile tüm Akdeniz’e, Kuzey Afrika’ya ve Avrupa’ya yayılmıştır. Roma İmparatorluğu’nun en usta mozaikçileri geleneksel Roma stilini yerel renk ve desenlerle birleştirmeyi başarmış, sembol ve desenler çok zenginleşmiştir. Çok tanrılı dönemden Hıristiyanlığa geçişle birlikte antik döneme ait pek çok desen ve sembol yeni anlamlar yüklenerek kiliselerde kullanılmaya başlanmıştır. Mozaik bu dönemde de yerini ve vazgeçilmezliğini korumuş, yer mozaikleri duvar mozaiklerine dönüşmeye başlamıştır. Bizans İmparatorluğu mozaiğe çok büyük önem vermiştir. En zengin ve gösterişli mozaikler Bizans dönemine aittir. Duvar mozaiğinin yaygın kullanımı, renkli camın, altının, gümüşün mozaik içerisinde yer alması bu dönemin tipik özellikleridir. Doğu Bizans İmparatorluğu’na Başkent olan İstanbul’da mozaik okulları açılmış mozaikçiler vergiden muaf tutulmuştur. Ayasofya bu dönemin en önemli mozaiklerini içersinde bulunduran tarihi bir anıttır. Batı Bizans’ın son dönemlerinde başkent olan İtalya’daki Ravenna kenti, eşsiz mozaik eserleri ile ünlü çok özel bir kenttir. Mozaik antik yöntemlerle ve Venedik’te üretilen özel camlarla hâlâ eskiye sadık kalınarak uygulanmaktadır. Duvar ve tavan mozaikleri konusunda uzmanlaşan Bizanslılar ise parçacık olarak İtalya’da üretilen ve kalın, renkli camdan oluşan “smalti” denen plakalar kullanmakla ünlüdürler. Bu dönemde, camlar, ışığı daha iyi yönlendirebilmek için farklı açılarda ve sıvasız olarak yerleştirildi. Bazı desenlerde, camların arkasına gümüş ya da altın yapraklar yapıştırıldı. Daha çok dini görüntüler betimleyen Roma mozaiklerinin aksine Bizanslılar, aristokrasinin de mozaiklerini yarattılar. İslâm kültürü ise mozaik desenlerine getirdiği matematiksel zenginlikle ünlüdür. Yer yer cam küpler ve taşlar kullanılmış olsa da, İslâmi eserlerde genelde, desen için özellikle üretilmiş, daha sonra, kenarları elde zımparalanarak boşluksuz yan yana oturacak şekle sokulmuş çini plakalar kullanılmıştır (zillij). Antoni Gaudi, Guell Parkı’ndaki koltukları mozaikle kaplayarak tekniğe yeni bir uygulama kanalı açmıştır. Bu mozaikler, farklı amaçlarla yaratılmış seramik ürünlerin yeniden düzenlenmesiyle meydana geldikleri için kolaj tekniğinin ilk örneği olarak da gösterilebilir. Gaudi’nin uyguladığı seramik kaplama tekniğinin özgün adı “trencadis”tir ve Katalanca bir sözcüktür. Kullanılmayacağı, bir işe yaramayacağı varsayılan seramik ve cam parçalarıyla bir binanın giydirilmesidir. Aralarında Chagall ve Picasso’nun bulunduğu birçok modern sanatçı da eserlerini mozaik şeklinde ortaya koymuş, mozaik eserlerin konularına zenginlik katmışlardır. Günümüzde mozaikler mobilya dekorasyonundan yer kaplamalarına, bina kaplamalarından oda bölmelerine kadar birçok farklı yerde kullanılmaktadır. Konular soyut kavramlardan hiperrealist portrelere kadar çeşitlilik kazanmıştır. Temelleri Antik Yunan ve Roma’nın muhteşem dekorasyon sanatına dayanan mozaik sanatı, günümüzde herkes tarafından kolayca uygulanabilir bir hal almıştır. Günümüzde mozaik taşları genellikle özel bir bıçak yardımıyla kesilen renkli camlardan elde ediliyor Mozaik taşının bir tarafı düz, diğer tarafı ise yüzeye iyi yapışabilmesi için dokulu hazırlanır. 20. yüzyılda mozaik modern sanatlarda mimari ile birlikte yeniden gündeme gelmiştir. Uzun bir süre ikincil bir sanat dalı olarak görülen mozaik, artık hak ettiği yeri almaya başlamıştır. İspanyol sanatçısı ve mimar Antonio Gaudi tarafından Barselona’da, Diego Rivera tarafından Meksika’da yorumlanmıştır. Ülkemizde de Bedri Rahmi Eyüboğlu, Jale Yılmabaşar bu alanda çeşitli ürünler vererek sonraki kuşaklara örnek olmuşlardır.
 
 
 
 
Kaynak: Wikipedia The Free Encyclopedia
 
ISTANBUL
 
 
 
 
 
Bugün 62 ziyaretçi (115 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol