Seramik
Bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik bileşiktir.
Çanak çömleğin arkeologlar için önemi kil kökenli maddelerden yapılan kap kacaklar genel olarak üçe ayrılmaktadırlar. Türkçede ilkel yöntemlerle yapılmış ve sırlanmamış olanlar genel olarak “çanak çömlek”, çanak çömlek gibi düşük ısıda fırınlanmış ama sırlanmış olanlar “seramik”, ergime derecesine dek ısıtıldıktan sonra camsı bir yapıya sahip olanlar ise sırlı olsun olmasın “porselen” olarak tanımlanmaktadır.
Bu kadar önemli bir nesneden çanak çömlek yapımı yaklaşık 8200 yıl önce Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey Mezopotamya’da ortaya çıktı ve iki bin yıl gibi insanlık tarihi için kısa bir sürede tüm Eski Dünya’ya yayıldı. Amerika kıtası da bundan yaklaşık beş bin yıl önce Yakın Doğu’dakine benzer nedenlerle ama Yakın Doğu ve tüm Eski Dünya’dan bağımsız olarak çanak çömlek yapımına başladı. Avustralya kıtasının çanak çömlekle tanışması için ise Avrupalılarca işgal edilmesini beklemesi gerekti.
Kil, tane boyutu 0,002 mm’den küçük olan klastik bir malzemedir ve feldspatların ayrımından oluşan çözülme sonucu oluşmuştur. Demir ve alkalin bazlı maddeler içeren bir alüminyum silikat olan kil, atomik yapısına ve kimyasal bileşenlerine göre kendi içinde bazı farklı türlere ayrılır. Bu türler; allofan, kaolinit, haloysit, montmorillonit, illit, klorit, vermikulit, sepiolit ve atapulgit olarak sayılabilir. Bu killerin farklılaşmasının nedeni iklim, anakaya, drenaj ya da jeolojik yaş etmenlerinden biri ya da birkaçı olabilir. Suyla karıştırılınca plastik bir özellik gösteren, kuruyunca formunu koruyan kil, doğada yaygın olarak bulunur ve çanak çömlek yapım tekniğine göre özellikler kazanması için içine katkı maddeleri katıldığında kolaylıkla özelliğini değiştirebilir.
Kil mineralleri tabakalı bir yapı gösterirler ve yonga, safiha ya da iğne şeklinde olabilirler. Bütün killer, belli bir miktar suyla plastikleşme (plastisite) gösterse de her kil türünün plastikleşme ve sıvılaşma (likidite) sınırına erişmesi için gereken su miktarı farklıdır. Yumuşakken (plastikken) kolayca şekillendirilen kil, kuruyunca aldığı formu korur ve pişirilmeden tekrar su alırsa tekrar yumuşayabilir. İnce tabakalardan oluşan taneler, plastik olduklarında suyu aralarına alırlar ve birbirleri üzerinde kayarlar.
Çanak Çömlek Yapımında Uygulanan Temel İşlemler
Hamurun hazırlanışı
Çömlekçi çarkında / tornada) yapılmayacak işler için kile %5-15 kadar kum ya da şamot (dövülmüş pişmiş toprak), her ikisinin toplamı %15’i geçmeyecek kadar koyulması biçimlendirmeyi kolaylaştırır, ayrıca fırınlama ısısını düşürür ve kurumayı hızlandırır. Kille çalışabilmesi için kilin içinde eşit dağılmış %25-30’u kadar su bulunmalıdır. Kile gereksinime göre istenen katkılar katıldıktan sonra hamur homojenleşmesi (katkıların eşit dağılması) için sıkıştırılır. Sıkıştırma genellikle hamuru iki parçaya bölüp parçaları birbirine vurarak yapılır. İçindeki havanın çıkması için hamur yoğrulur. Yoğurma işlemi için genellikle iki yöntem vardır; ilki daha çok doğulu çömlekçiler tarafından uygulanan “burgaçlı yoğurma”, ikincisi ise “öküz kafası” yöntemiyle yoğurmadır.
Biçimlendirme
Hamur hazırlandıktan sonra çanak çömleği şekillendirmek için temel olarak iki yöntem vardır; el ve çark. Elle yapım çarka göre daha eski ve ilkel olmasına karşın bundan yedi bin yıl önce biçim, kenar kalınlığı ve nitelik olarak çarklardan daha “üstün” çanak çömleklerin yapılmış olması bu iki yöntemden birinin diğerine göre üstün ya da daha iyi olduğunun belirlenemeyeceğini kanıtlamaktadır.
Elle çömlek yapmak için pek çok yöntem vardır ve elle çömlek yapmanın sınırı hayal gücünün sınırıyla sınırlanmıştır. Ama genel olarak geçmişte ve bugün kullanılan yöntemler şöyledir; parmaklarla çimdikleyerek, halkaları üst üste dizerek (kangal yöntemi), levhaları birleştirerek (dik kenarlı biçimler için) ve kalıp kullanılarak (kil, bir şeyin çevresine sarılarak ya da bir şeyin içine konulup şekillendirilerek gibi).
Günümüzden yaklaşık altı bin yıl önce Mezopotamya’da yavaş dönen çarkın (turnetin) elle biçim vermeyi kolaylaştıran dönen tabladan türetilerek bulunmasıyla birlikte çark yapımı dönemi başlamış, ancak el yapımı da bugüne kadar sürmüştür. Hızlı dönen çarkta merkezkaçtan yararlanılarak (turnetin aksine) elle çekme yöntemiyle çömleğe şekil verilir. Yapılan çömlekler, çömleğin orta eksenine göre tam simetriktir. Hızlı dönen çarkla birlikte çömlekçilikte seri ve standart üretim de başlamıştır. Kentlerden kent devletlerine geçişin gereksinimi olan çarkın, kullanıldığı yerler kent devletleriyle sınırlı kalmıştır. Çark elle ya da ayakla veya hem el hem ayakla döndürülebilir. Bazı çarklarda döndürmek için bir dişliler sistemine bağlanmış bir kol ve döndürme işi için başka hiçbir iş yapmayan bir kişi bulunabilir.
Yüzey İşlemleri
Açkı, Astar ve Sır
Yüzeyde işlemler yapılmadan önce çömlek bir iki gün kadar kuruması için bırakılır. Ancak çömlek tam kurumadan deri, bez, tahta, kemik ya da taş bir âletle sürtülerek parlatılır. Bu parlatma işleminin adı “açkı” (perdah)’dır. Yapılan açkıya göre çömleğin yüzeyi donuk ya da cilâlı gibi parlak olabilir ya da camsı bir parlaklık kazanabilir. Açkının temel nedeni güzellik olmasa da açkı ile çömlekler güzelleştirilir. Açkının asıl amacı, gözeneklerin kapatılarak çömleğin geçirimsiz yapılmasıdır.
Astar ise, çömleğin üzerini farklı renkte ya da aynı renkte ama farklı dokuda olan bir başka kil hamurla kaplamaktır. Astarların yüzeyi genellikle açkılanmıştır ve astarın amacı güzelliktir. Astarı kaba sürmenin en kolay yolu kuru çömleği astarın olduğu kaba batırıp çıkarmaktır. Diğer yöntemlerse akıtma ve sıkma ile astarı sürmektir. Astar ile iki tür bezeme yapılabilir. İlki “ıslak üzerine ıslak” (astarlanmış kabı bir nesne ile çizerek şekiller yapmak gibi), ikincisi “kuru üzerine ıslak” (kabın üzerine astarı belli bir şekilde sürmek gibi)’dir. Sırlama, tarih öncesi çağlarda uygulanmayan bir yöntemdir. Sır, metalik bir silikattır ve çömleğin üzerine astar gibi sürülür. Ancak astardan farkı çömleğin ilk fırınlamasından sonra sürülmesi ve sır sürülmüş çömleğin tekrar fırına koyulmasının gerekmesidir.
Bezeme
Tarih öncesi çömlekçilikte çömlek, daha tam kurumadan, bezeme genellikle çizi, kazı ve oyuk bezeme olarak yapılırdı ve bazen oyukların içi beyaz bir macunla doldurulurdu. Bununla birlikte yiv ve oluk bezemeler, parça ekleme yoluyla yapılan kabartma bezemeler, tırnak, deniz kabuğu ya da âlet bastırarak yapılan baskı bezemeler de yaygındı. Boya bezeme ise zor bir yöntem olduğu için ender rastlanan bezeme türlerindendir. Bazı bezemeler, açkı, astar ya da çarkta yapılmış olabilir. Bazı bezemeler ise yüzeye grafit, altın suyu gibi maddeler sürülerek yapılmış olabilir.
Fırınlama
Fırınlama, kilin içine katılan katkılar gibi çömleğin renginin belirlenmesinde rol oynar. Fırının indirgenmiş (karbonize) ya da yükseltilmiş (okside) olması çömlek renginde belirleyici olur. Bu iki tür fırınla çift renkli çömlekler pişirmek olasıdır. Tarih öncesi çömlekçilikte katkıya göre fırınlama 600-900 °C’ler arasında olmuştur. Saf kil yataklarının kullanılmamış olması ya da kullanıldıklarında mutlaka çıkan killere katkı maddesi koyup çömlek yapılmış olmasının nedeni, tarih öncesi çağlarda fırınlama yöntemlerinin kilin ergime noktası olan 1200 °C’nin üstüne çıkmaya olanak vermemesidir.
Çömlekler pişirilmeden önce mutlaka çok iyi kurutulur. İyi kurutulmamış çömlekler âni ısı değişimlerinde kırılabilirler. 100 °C’ye kadar çömlek, suyunu kaybederek kurur ve 600-700 °C’ler arasında çömlekte geri dönüşü olmayan değişimler başlar. 900-1000 °C’lerde ise kil taneleri kaynaşmaya başlar. Ancak yöresel killerin çoğu 800 °C’de sertleşip camlaşabilmektedir. Çömlek fırınlamak için bir fırın da zorunlu değildir. Anadolu’nun bazı yerlerinde çömlekler, rüzgârlı bir havada dizilirler ve bir saat boyunca ateşin içinde bekletilerek pişirilebilirler.
Kaynak
http://www.unutulmussanatlar.com |