Mermer Sanatı

Mermer Sanatı

 

Mermer, klâsik billurlardan oluşmuş, kalkerlerin sıcaklık ve basınç etkisiyle değişikliğe uğraması sonunda meydana gelmiş bir çeşit parlak, renkli ve sert taşlardır. Mermerlerin bileşimi kalsiyum karbonat, kalsiyum ve magnezyum karbonattır. Yunanca “marmoron” olarak bilinen “mermer” kelimesi adını oldukça zengin yataklara sahip olan Marmara Adası’dan (Prokonnesos) almıştır.


Ülkemizde mermer tarih boyunca değişik uygarlıklar tarafından dayanıklılığı ve estetik görünümü nedeni ile özellikle anıtlarda görkemli yapı malzemesi olarak kullanılmış; ancak günümüzde genellikle zemin döşeme  ve dış cephe kaplama  malzemesi olarak inşaat sektöründe mezarcılıkta  ve süs eşyası yapımında kullanılmaktadır.


Mermer çok eski zamanlardan beri kıymeti kavranmış, yarattığı güzel görüntü, parlaklık, dayanıklılık ve pürüzsüzlüğü nedeniyle mimaride, heykelcilikte, sütun yapımında ve eşya üretiminde tercih edilen değerli taşlar arasında sayılmıştır. Afyon, Marmara ve Karia bölgesinde çıkan mermerler Helenistik Uygarlıklar, Roma, Bizans, Hint, Çin, Arap, Türk ve diğer uygarlıklarda mermere bağlı el sanatları ve mermer işçiliği bu yüzden çok gelişmiştir. Anadolu’da pek çok değerli mermer ocaklarının bulunuyor olması, Ege ve Yunan uygarlıklarının Anadolu'ya olan ilgisini artırmış tarihten beri Anadolu, Ege, Yunan ve Roma medeniyetlerinin mermer işçiliğine hammadde sağlayan mekânı olmuştur. Afyon, Karia ve Marmara'dan çıkan mermerlerin Roma'ya kadar taşındığı bilinen bir gerçektir. 

Mermer kullanımı geçmişte çok önemli bir el sanatı ve iş kolu iken günümüzde de öneminden hiç bir şey yitirmemiştir. Günümüzde de mermer turistik tesisler ve çevre tanzimlerinde, şehirlerde, peyzaj mimaride anıt ve süslemecilikte, mutfak, banyo eşyalarının yapımında, heykelcilikte vb kullanımını ve önemini, hâlâ da sürdürmektedir. Mermer yekpare kullanıldığı gibi bakır, alüminyum, metal, ahşap, çini, mozaik ve çelikle kullanımı sonucunda da kullanıldığı yere göre tabiî görünüş sağlamaktadır. Turizm sanayini etkilemekte ve aynı paralelde gelişmektedir. 


Mermerden hediyelik eşya ve el sanatlarında ocak, lavabo, mutfak tezgâhı, masa ve masa üstü sehpa (yuvarlak, oval, elips, dikdörtgen, kare, asimetrik) süs ve büro malzemesi, satranç takımı, abajur, aplik, avize, saksı, vazo, metalli ve metalsiz sigara küllüğü, şekerlik, fincan, likör takımı, çerçeveler, kurnalar ve daha çok çeşitli eşyalar yapılmaktadır.


Türk sanatında  dekoratif taş işçiliği içinde gelişen bir sanat dalı olan mermer kullanımı  ve mermer işçiliği başlangıcından bu yana  bazı değişimler göstermiş olsa da sürekli önemini korumuş, Türk cami, medrese, şifahane, han, hamam, kervansaray vb yapılarda çok yoğun kullanılmıştır. Türk sanatında mezar taşı yapımcılığı, sütun, döşeme, minber, duvar kenarlığı, pencere, eyvan, havuz, sebil,  alınlık vb yapımlarında,  süslemelerinde kullanılan mermer ve mermer işçiliği son derece gelişmiş ve son derece emek ve özen isteyen bir iş kolu haline getirilmiştir. Mermer oymacılığı, süslemeciği, yontma ve bezemeciliği, mermer yazıcılığı gibi çeşitli kollar halinde gelişen mermercilik Türk sanatında ölümsüz eserler vücuda getirmiştir. Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı eserlerinde gördüğümüz sayısız iş koluna ait sayısız mermer ürünleri hâlâ bu tip yapılarda kendini göstermektedir. 

Mermer taş işçiliğinin en güzel örneklerini, Anadolu Selçuklu, Beylikler, Osmanlı devri mimarisinde görmek mümkündür. Taş yalnızca yapım aşamasında değil, iç, dış dekorasyonda da ana malzemeyi teşkil etmektedir. 


Taş işçiliğimizin en güzel örnekleri; anıtsal taç kapılarda, şehir, saray duvarlarında, cami, medrese gibi yapıların avlu, ana kapılarında, sütun başlıkları, minare şerefeleri, mihrap, minber, çeşme, sebil, şadırvanlarda kendini göstermektedir. 


Taş  ve mermer işçiliğimize ait örneklerde geometrik örgüler, geçmeler, bitkisel bezemeler, alçak - yüksek kabartma hayvan figürleri, palmetler en çok rastlanan bezeme örnekleridir. Muhteşem mezar taşı örnekleri, şadırvanlar, sebiller,  taç kapıların üzerinde ana detaylar, bordürler veya diğer tür süslemeler  halinde gözüken cephe süslemeleri çok ince detay işçilikleri, çok büyük dikkat, sabır ustalık ve incelik isteyen mimari şaheserlerdir.  Türklere ait hemen her anıtsal yapıda karşımıza çıkan mermer işçiliği bu özellikleri ile dünyada eşi benzeri olmayan muhteşem eserlerdir. 


Anadolu'daki ilk Türk yapılarında taş oymacılığı mimariyle sıkı sıkıya bağlantılıdır. Sivas, Erzurum, Konya, Kayseri, Karaman, Aksaray'daki Selçuklu yapıları Türklerdeki taş ve mermer işçiliğinin geldiği ve eriştiği noktayı belirleyen şaheserlerdir. Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifa'sının (1228) Taç Kapısı’nda ve mihrabında Anadolu öncesi tuğla ve alçı işlemlerinin etkisi belirgindir. Anadolu Selçukluların cami, medrese, kervansaray ve türbe gibi yapılarındaki taş işçilik üslubu, ustalığı ve bezemeleri  hayranlık uyandıran işçilik ve ustalığın zirvesi olan örneklerdir.  Bu yapılardaki bezemeler özellikle taç kapıların çevresinde yoğunlaşmıştır. Bu süslemelerde  daha çok küçük ebatlı son derece yoğun desenlerin yanında  yer yer  büyük detaylı işleme örnekleri de görülmektedir. Sivas Gök Medrese, Konya İnce Minareli Medrese, Erzurum Çifte Minareli Medrese'de büyük ebatlı,  çift başlı kartal, yılan, aslan, palmiye kabartmaları bunlara örnek olarak verilebilir. 


Mermer ve taş oyma işçiliği Osmanlılarda da devam eden fakat bazı bakımlardan Selçuklu üslubundan biraz farklılık gösterecek şekilde devam etmiş Osmanlı mimarisinde de bu önemini sürdürmeye devam etmiştir. Osmanlı öncesi taş oymacılığının bir başka önemli grubunu mezar taşları oluşturur. Özellikle Ahlat’ın Xl-XV. yy.lar arasında tarihlendirilen ve bir dantel inceliğiyle işlenmiş mezar taşları, üzerinde taş ustalarının adlarını taşımaları açısından da önemlidir.

 

Osmanlı mimarlığında taş işçiliği ölçülü bir biçimde uygulanmıştır (minberler, sütun başlıları, mukarnaslar, şerefe korkulukları ve altları, çeşmeler vb.). Mezar taşları ve lahitlerde bir dönemin farklı üsluplarını yansıtan bezemeleri ve yazılarıyla taş oymacılığının özgün örnekleridir.


Mimaride kullanılan tuğlalarla da duvarları değişik şekillerde işlemişlerdir. Bu süslemeler daha çok açık koyu renkli tuğlaların geometrik şekillerde yerleştirilmesi ile gerçekleşmektedir. Cami, türbe, kale gibi yapıtların dış duvar örgülerinde güzel örnekleri görülmektedir.

 

Kaynak

http://www.edebiyadvesanatakademisi.com

 
 
ISTANBUL
 
 
 
 
 
Bugün 49 ziyaretçi (106 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol