Tenekecilik
Tenekecilik ince galvanizli saçların işlenmesi işidir. Bu meslek dalına mensup ustalar lamba, idare lambası, fener, çıra, soba, maltız; et, kestane ve mısır mangalı; su, salep, boza, süt, şerbet ve şalgam güğümü; kahveci yedeği, kahve tepsisi, semaver, batarya, çeşme, berber musluğu, güvercin yemliği, yoğurt kabı, yuvarlak gövdeli yoğurt tepsisi, sandık gibi gündelik kullanım araçlarının yanı sıra; oluk, oluk kovası, çörten, saçak, sundurma örtüsü gibi mimarî öğeler imal ederler.
Bugün gündelik kullanıma yönelik bu tür araç-gereçlerin başka maddelerden sınaî olarak yapılmaya başlanmasıyla ya da bunlara ihtiyacı ortadan kaldıran yeni kültürel eğilimlerin ve kullanım biçimlerinin devreye girmesiyle birlikte, tenekecilerin üretim sahası kısıtlanmış ya da ustalar başka işlere yoğunlaşmaya başlamışlardır. Günümüzde tenekecilerin yoğunlaştığı işler soba imalatı, çatı oluğu döşemeciliği ve saçak borularının onarımı gibi işlerdir. Yukarıda sayılan diğer ürünler ise, çoğunlukla turistik amaçlarla ya da hediyelik olarak üretilmektedir.
Bugün İstanbul’da Rüstem Paşa Camii yanında, Konya’da Aziziye’de, Develi Sanayi Çarşısı’nda, İzmir Kestane Pazarı’nda, Bursa Tuz Pazarı’nda, Mudurnu Çarşısı’nda, Şanlıurfa Tenekeciler Çarşısı’nda teneke işleri yapan ustalar bulunmaktadır. Kesme, bükme, kenetleme ve kordon çekme gibi teknikleri kullanılarak elle yapılan mimarî öğelerin hâlâ yapılmaya devam edildiği merkezler arasında Kütahya, Konya, İstanbul, İzmir, Bursa ve Mudurnu gibi yerler vardır. Ürünler önceleri saç levhalardan makasla ya da kollu makasla kesilerek biçimlendirilirdi. Günümüzde bu mekanik âletlerin yerini elektrikli giyotin almıştır. Kıvırma işleri de eskiden elle yapılırken bugün onun yerine elektrikli silindir kullanılmaktadır. Giyotinle kesilen levha elektrikli silindirle kıvrılıp şekil verildikten sonra punto makinesiyle kaynak yapılmaktadır. Eski ustalar şekil verdikleri levhaların üzerine elle süsleme suları işlerlerken bugün bu usul de terk edilmiş ve kordon makinesi kullanılmaya başlanmıştır. Tokmakla dövme tekniği ise hâlen sürdürülmektedir. İşlenen hammadde önceleri İngiltere’den ithal edilen ve “bandon teneke” (kalaylı ince çekilmiş bir tür sac) olarak adlandırılan bir malzemeydi. Bugün daha çok galvanizli sac ve paslanmaz sac kullanılmaktadır. Üretim biçiminde ve ihtiyaçlardaki değişmeler ustaları seri üretime zorlamış ve bugün eski sanatsal ürünlerin yerini daha tek tip ürünler almıştır.
Tenekecilik Son Nefeslerinde
Yumuşak çelikten yapılmış üstü kalay kaplı ince saca “teneke” diyoruz. Tenekeden ya da genel olarak başka ince metal saclardan çeşitli eşya yapma ve onarma işiyle uğraşan ustalara da “tenekeci” diyoruz. Günümüzde pek çok nesnenin, konserve kutularının yapımında teneke kullanılmaktadır. Ölçü birimi olarak da, halk arasında çok kullanılmıştır. Kova, huni, soba, soba borusu, tatlı kalıpları, gaz ve yağ tenekeleri, konserve kutuları, kumbaralar, idare lambaları, fenerler, ispirto ocakları, su maşrapaları, saksı sulama kapları, çekmecelerin, sandıkların, fener ve şamdanların metal bölümleri tenekeci ustalarının maharetli ellerinden çıkan yüzlerce araç gereçten aklımıza gelenlerden birkaçı…
Tenekenin Kaplanması
Tenekeye daldırma usulüyle ya da elektroliz yoluyla kalay kaplanır. Kalay, gıda asitlerine karşı dirençlidir. Bu nedenle yiyecek ile temas edebilecek tüm malzemeler kalay ile kaplanır. Kalay aşınmaya ve renk değiştirmeye meyilli olan metaller üzerine kaplama amaçlı olarak sık kullanılan bir metaldir. Daldırma usulüyle kalay kaplamada 88 °C’ye kadar ısıtılmış kalay banyosuna, yüzeyi temizlenmiş çelik saç daldırılır ve her iki yüzeyi kalayla kaplanana kadar kaynayan çözeltide bekletilir. Kaplama işleminden önce metal yüzeyin iyice temizlenmesi gerekir. Metal yüzeyin temizlenmesinde oksit tabakasını giderici madde olarak 65-85 °C sıcaklıkta %10-15’lik sülfirik asidi (H₂SO₄) çözeltisi veya 20 °C sıcaklıkta derişik hidroklorik asit kullanılır. Asit kalıntıları sıcak basınçlı su altında yıkanır. İçinde ana bileşenleri ergimiş çinko ile amonyum klorürler olan aşındırıcı bir akışkanın bulunduğu bir kaba daldırılır. Çelik saç bu banyodan çıkarıldıktan sonra sacın yüzeyini dış etkenlere karşı koruyan sıcak palmiye özü yağı bulunan başka bir kaba daldırılır. Buradaki amaç kalaylanan saca parlak bir görünüm vermek ve dış etkenlere karşı sacın yüzeyini korumaktır.
Tenekeciliğin Eski Ustaları
Kullanımı XV. yüzyıla dayanan tenekenin yapımına kısaca göz attıktan sonra şimdi bu kalaylı sacla harika işler çıkaran ustaların yaptığı işi anlatalım. Tenekeci deyince ilk akla gelen şey lehimleme işidir. Birleştirilecek olan iki parça, kopan parçalar, akıtan kova ve kutular için “tenekeciye git lehimlet” derler. Lehimin tarihi M.Ö. 3200 yılına kadar dayanır. O yıllarda lehim kullanılarak yapılan vazolar, kadehler ve mücevherler bulunmuştur. Lehimin ergime ısısı (450 °C) lehimlenecek olan sacın ergime sıcaklığından daha düşüktür. Kalay ve kurşun, bir kapta ergitilir ve tenekeci kendisinin kullanımı için yaptığı kalıba bu karışımı döker. Kalay ve kurşun karışımından oluşan eritilme işi çok hassastır. Lehimin belirli bir kıvama kadar eritilmesi gerekir. Biraz fazla ya da eksik kıvam lehimin ayarını bozar. Bu ayarı vermek tenekecilikte bir anlamda ustalığın da göstergesidir. Kalıptan çıkarılan lehim kullanıma hazır demektir. Kurşun miktarının çok olması lehimin ergime ısısını arttırır ve yapılan lehim parlak olmaz, rengi de donuk gri olur. Kurşun oranı yüksek olan lehimle, lehimlenen yerler çabuk oksitlenir. Kalay miktarının fazla olması ise lehimin sağlamlığını azaltır. Tenekeci kurşun ve kalay oranını, kendi bilgi birikimine göre hazırlar. Doğrusu; lehim % 20 kurşun, %80 kalay karışımından elde edilir. Tenekeci ustasının bir mangalı bir de, 40 cm yüksekliğinde bir tezgâhı vardır. Tezgâh yekpare bir kütüktür. Ahşap kütük çatlamasın, dağılmasın diye çevresine ince bir teneke şerit çakılır. Ustaların çeşitli şekillerde de örsleri bulunur. En çok da yarım ay şeklindeki örslerini kullanırlar. Kütüğün üzerindeki yerine yerleştirdiği bu örsle şekil vereceği teneke parçasını tokmağıyla belirli bir ritim içinde döverler.
Lehimde En Önemli Gereç: Havya
Tenekeci, mangalına koyduğu odun kömürünü kor haline getirir. Üzerini külledikten sonra ulaşabileceği bir mesafeye yerleştirir. Ateşin üzerinde ısınan havyaları bulunur. Havyalar 5 mm kalınlığında demir bir çubuk ve çubuğun ucunda ise çekice benzeyen kütle bir bakırdan ibarettir. Havyanın sırtı, çekiç sırtına, ucu ise bıçak ağzına benzer. Tenekecinin lehim yaparken kullandığı önemli iki malzemesi daha vardır. “Nişadır” dediğimiz kimyasal, lehim için çok önemli bir maddedir. Amonyum klorür yani nişadır, sabun kalıbı şeklinde tenekecinin kütüğünün üzerinde durur. Diğer önemli madde ise tuzruhudur. Eğer galvanizli saç lehimlenecekse tuzruhu doğrudan kullanılır. Teneke lehimlenecekse tuzruhunun içerisine çinko parçaları atılır. Çinko, asidin içerisinde erir, böylece de tuzruhunun etkisi azalmış olur. Böylece lehimlenen yer daha geç paslanır.
Bazı tenekeciler tuzruhunun içine atılmış olan çinko parçalarının ergimesinden ortaya çıkan hidrojen gazıyla balon şişirerek uçururlar. Tenekeci ustalarının bu maharetli işine halk sihirbazlık olarak bakar. Çinko ergidikten sonra karışım lehim yapmak için hazır hale gelmiştir. Lehim yapılacak parça üzerine bu çinko karışımı küçük bir fırça ile sürülür, sonra bez parçası ile silinir. Havya ocaktan sıcak halde alınır. Uç tarafı nişadır kalıbına bastırılarak sürülür. Bu esnada beyaz bir duman çıkar. Daha sonra havyanın ucu lehim çubuğuna değdirilir. Ergiyen lehim havyanın ucuna yapışır. Havya lehimlenecek yüzeye ileri geri sürtülür. Bakır havya aynı zamanda lehim olacak parçayı da ısıtır. Tenekeci ustalarının parmak uçları lehim yapmaktan nasır bağlamıştır.
Tenekecilik de Bitiyor
Her şeyin makineden çıktığı şu günlerde tenekecilik de bitiyor. Onların yıllarını verdikleri dükkânlarında ya başkaları başka işler yapıyor ya da rahmetle anılıyorlar. “Arkasından teneke çalmak” diye bir deyim vardır. Kastedilen kişi için alay etmek, bulunduğu yerden ayrılıp gidişine sevinmek, aşağılamak için kullanılır. Gariptir; ustalarından ve geçmişinden söz ettiğimiz tenekecilik, sanırız bunları bilmeyenler tarafından kolayca küçültme sıfatı olarak kullanılmaktadır.
Kaynak
http://www.unutulmussanatlar.com |