Kumaş Boyama

Kumaş Boyama

En eski mesleklerden biri olan “kumaş boyama sanatı”, her türlü desenin, figürün fırça ve boya yardımı ile kumaş üzerine aktarılması işlemidir. Kumaş boyama işlemi boyayı tutabilecek, naylon karışımı fazla olmayan her tür kumaşa uygulanabilir. Kumaşı çeşitli yöntemlerle renklendirme veya üzerinde çeşitli desenler oluşturma yüzyıllar öncesinden gelen bir gelenektir. Bitkisel boyalarla renklendirme şeklinde başlayan, daha sonraları kumaş üzerine işlemelerle devam eden kumaşa farklılık kazandırma çabası, günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle farklı bir boyut kazanmıştır. Artık desenlemeler ve renklendirmeler makineler tarafından yapılmaktadır. Bu gelişimle birlikte elde yapılan işlemeler ayrı bir değer kazanmış, bir sanat halini almıştır.

Kimya sanayinin gelişmesiyle tatbik edildiğinde kumaşa nüfuz eden, yıkandığında kumaştan çıkmayan boyaların üretimine başlanmıştır. Günümüzde uygulanan kumaş boyama sanatının başlangıcı da bu boyalara dayanır. Yağlıboya tuallerine uygulanan tonlamalar, resme boyut kazandırma işlemleri artık her türlü kumaşa uygulanabilir hale gelmiştir. Bunun yanı sıra nakış, tezhip, çini gibi sanat dallarına ait desenler de kumaşa aktarılabilir. Genellikle çeyizlik eşyaları, örtüleri süslemede kullanılan kumaş boyama, günlük hayatta kullanılan perdelere, abajurlara, elbiselere, çanta ve ayakkabı gibi malzemesi kumaş olan her türlü objeye uygulanabilmektedir. Nakışın zahmetli oluşunun yanında yapımı hem daha kolay, hem daha zevkli olan kumaş boyama, uygulandığı zeminlere ayrı bir özellik kazandırmaktadır.

Tarihçesi

Eski çağlardan bu yana bilinen türlü boyama teknikleri vardır. İlkçağ’da Anadolu ve Mısır uygarlıklarında çeşitli boyaların kullanılarak kumaşların renklendirildiği, Orta Çağ’da ise Batı Avrupa ülkelerinde kullanıldığı bilinmektedir. İnsanların tanıdığı ve ilk kez Uzak Doğu ülkelerinde kullanılan boyaysa çivittir. Sonraki dönemlerde özellikle yünlü pamuklu dokumaların boyanmasında önemli gelişmeler görülmüş fakat XVIII. yüzyıla kadar boyacılıkta kullanılan teknikler, yüzyılımızın başında yeni tekniklerin bulunmasıyla değerini yitirmiştir. Fransız kimyacı Chevreul, kumaş üzerine uygulanabilen 14420 renk türü bularak bu alanda önemli bir gelişme sağlamıştır.

Osmanlı döneminde ise çeşitli figür ve desenlerin yakın zamanda el işi kumaş boyamacılığında yer almasına rağmen XVI, XVII ve XVIII.yy.’a ait mevcut örneklerden anlaşıldığına göre bu sanatın Osmanlı kültürünün önemli bir parçası olduğu da görülmektedir. Batı’daki adı “ block printing”  olan “kalıp baskı sanatı” Anadolu’da yazmacılık olarak adlandırılmıştır.

Yazmacılık sanatında üç ana yöntem uygulanmıştır. Bu alandaki uygulamalara önce kalemle başlanmış, daha sonra kalıpla baskıya geçilmiştir. Bu yöntemlerden  kalem; kumaşın doğrudan fırçayla desenlenmesi, kalıp; uygulanacak desenin tahta üzerine oyulduğu bir kalıpla desenlenmesi ve kalıp – kalem; hem fırça, hem kalıbın birlikte kullanılarak desenlenmesi işlemidir. Kalemle desenlenen yazmalar, kâğıt üzerine çizilen desenlerin ayaklı çerçeveler üzerine gerilen kumaşa aktarılmasıyla üretilmiştir. Yazmacılıkta adı geçen kalem, yazma ustasının yazı yazıyormuşçasına büyük bir ustalıkla kullandığı fırçasının adıdır. Sadece fırçanın kullanımı ile önce konturların, daha sonra da renk alanlarının resim yaparcasına boyanmasıyla renklendirilmişlerdir. Bu tür yazmalar “el yazmaları“ olarak da bilinir. Kalıpla desenlenen yazmalar, hem siyah kontur kısımlar hem de diğer renk alanları uygun kalıplar vasıtasıyla kumaşa geçirilerek yapılmıştır.

Kalıp – kalemle desenlenen yazmalar ise kontur kısımları kumaşa tahta bir kalıpla basıldıktan sonra renkli kısımlar fırça ile boyanmıştır. Yazmacılıkta simgesel anlamlarla yüklü renkler için doğal boyalar kullanılmıştır. Çeşitli bitki ve böceklerden elde edilen kırmızılarla, sarılarla kumaş üzerindeki desenler renklendirilmiştir. 1800’lü yılların ortalarına doğru ilk sentetik boyaların bulunması daha sonra da kimyasal boya sanayinin hızla gelişmesi ile yazmacılıkta doğal boyalar büyük ölçüde ortadan kalkmış, sonrasında sanayi devrimi ile el işçiliği ortadan kalkmaya yüz tutmuştur.

Eski çağlarda dokunarak elde edilen kumaşlar doğada bulunan bitkilerle boyanmış, kullanılan kumaşlara bu şekilde çeşitlilik kazandırılmıştır. Bugün ise çay, soğan kabuğu, saman, ayva yaprağı, ceviz yaprağı, ıhlamur çiçeği, çam kabuğu gibi doğal malzemelerle bu tür kumaş boyamacılığı devam etse de uygulamanın güçlüğünden, malzemelerin zor elde edilmesinden kaynaklanan sebeplerle eski rağbeti görememektedir.

İlk çağlardan beri boya olarak kullanılan maddeleri şu şekilde gruplandırabiliriz: Doğal boyalar, kına, safran, çivit, kırmız böceği gibi hayvan ve bitkilerden elde edilen boyalardır. Madensel boyalar, kurşun, çinko, antimon, kadmiyum, krom, kobalt, titan ve boryum bileşikleridir. Sentetik boyalarsa, kimyasal maddelerin bileşimiyle elde edilen boyalardır. Şu an kumaş boyamada hobi ve süsleme amaçlı kullanılan sentetik boyaların üretimi 1980’li yılların sonlarında başlamıştır. Renk bakımından oldukça zengin olan bu boyalar bugün hem çok kaliteli, hem de kullanımı kolay şekilde üretilmektedir.

Günümüze gelindiğinde ise desenlerin geleneksel yöntemlerle ve doğal boyalarla renklendirilmesi, artık fırça ve boyalarla özgün desenlerin uygulandığı bir sanat olan kumaş boyamaya dönüşmüştür. Asıl olan, değişmeyen tek kriter desenlerin özgünlüğü olmuştur. Stilize edilmiş lale, karanfil, kiraz, nar ağacı gibi motiflerin yanında zaman zaman geyik, at, horoz, serçe, tavus kuşu gibi geleneksel Türk motifleri de uygulanan figürlerdendir. El sanatlarımızdan nakışa ait desenler artık boyama ile kumaşa yansıtılmaktadır. Bu yöntem hem pratiktir, hem de desenler bu şekilde görsel açıdan kendilerini daha fazla ön plana çıkarmaktadır.

İnsan hayatında ihtiyaçların karşılanmasında önemli yeri olan kumaş, günümüz dünyasında bize kolaylıklar sağlayan birçok eşyanın yapımında kullanılmaktadır. Bunların başında giyinme ile birlikte doğan kıyafet ihtiyacı gelmektedir. Ayrıca yaşanan her mekânda, mekânları yaşanılır kılan objelerin süslenmesinde kumaş kendine ayrı bir yer edinmiştir. İnsan doğasında var olan, yaşadığı çevreyi, kullandığı eşyaları güzelleştirme çabası ve isteği sonucunda dokunarak elde edilen kumaş ürünleri, doğal boyalarla çeşitli desenler vererek farklılaştırmış, özelleştirmiştir. Bu şekilde günümüze kadar gelen kumaş boyama bir sanat dalı haline gelmiş, uygulanılan teknikler geliştirilmiş, bu alanda üretilen ürünler ise âdeta birer sanat eseri olarak mekânları süslemede kullanılmaya başlanmıştır. Kumaş boyama sanatı, bu işle ilgilenenlerin sayısının artmasıyla birlikte farklı bakış açılarıyla ele alınmış artık sadece çeyizlik örtülerin süslenmesinde değil, malzemesi kumaş olan her türlü objenin üzerine uygulanılmaktadır. Kumaş boyama malzemesi üreten sektör, bu malzemelere talebin artmasıyla birlikte ürettikleri boyaların çeşitliliğini ve kalitesini artırmaya yönelmişlerdir. Sanayinin gelişimi ve yeni türde boya ve karışımların imal edilmesiyle kumaş boyama sanatı zaman geçtikçe gelişmekte ve çeşitleri artmaktadır.

Kaynak

 
ISTANBUL
 
 
 
 
 
Bugün 23 ziyaretçi (41 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol