Soyut Sanat
Soyut sanat, genel anlamıyla doğada var olan gerçek nesneleri betimlemek yerine, biçimler ve renklerin, temsili olmayan veya öznel kullanımı ile yapılan sanata denir. “Nonfigüratif sanat” terimi ile değişmeli olarak kullanılır. XX. yüzyıl başında bu terim, gerçek biçimleri sadeleştirilmiş veya değiştirilmiş halleriyle imgelere indirgeyen Kübist ve Fütürist sanatı tanımlamak için de kullanılmıştır.
Temsili olmayan sanat aslında bir XX. yüzyıl icadı değildir. İslâm ve Musevî geleneklerinde insanların resmedilmesinin yasak olması nedeniyle bu kültürlerde süsleme sanatları önemli derecede gelişmiştir. Bunlara örnek olarak gösterilebilecek kaligrafi ve hat sanatı da nonfigüratif sanatlardır. Batı kültüründe de soyut tasarımların kökü eskilere dayanır. Bunlara rağmen soyut sanat, süsleme sanatlarından farklı olarak, dekoratif değil güzel sanatlar adı altında incelenir. Bunun nedeni soyut sanat eserinin kendi başına, sanatçının sadece eserin kendisine yoğunlaşmasıyla ortaya çıkmasıdır. Wassily Kandisky, doğadaki dinamik kuvvetlerle uğraşarak madde hakkında bilgimizi artıran bilimin yanında, sanatın görsel dünyanın ardındaki ruhsal güçleri göstermesi gerektiğine inanıyordu. Kandinsky ile Kazimir Malevich ilk defa tamamen soyut olarak nitelendirilebilecek resimler yapmışlardır.
Konstrüktivizm (1915) ve De Stijl (1917) soyutlamayı heykel ve mimarinin üçüncü boyutuna taşımış paralel akımlardır. 1940'lardan 1960'lara süregelen soyut dışavurumculuk ve 1960'larda yaygın olan Op-art, Minimalizm akımları da soyut sanat akımlarıdır. Günümüzde ise sanat eserlerinin genel olarak akımlardan bağımsız olarak incelenmesi yaygındır. Buna örnek olarak Gerhard Richter'in aynı dönemlerde yapıp bir arada sergilediği tamamen nonfigüratif resimler ile fotogerçekçi resimler gösterilebilir.
Soyutlama
Soyut resmin mantığı ve sorunları
Figüratif resimde resimsel biçimleme, soyut resimdeki biçimleme mantığıyla zıttır. Soyut resmin yapısında doğa izlenimi yoktur. Soyut sanat yeni bir resim düzeni, yeni bir boya gerçeği ve değerlendirmesini ortaya koymuştur. Soyut resmin düzeni ve yeni boya etkisi, doğaya bakma ve onu değerlendirme görüşünü de değiştirmiştir. Soyut resim biçimlemelerindeki yeni resimsel anlatım olanakları Batı’da figüratif resmi sürdürenleri etkilediği gibi bizim ressamlarımızı da etkilemiştir. Öyle ki soyut resme karşı olanlar bile soyut resmin yapıt düzeni ve boyasal yeniliklerini kendi figürlü resimlerinde kullanmaya başlamışlardır. Nedir bu yenilikler?
Biçimlendirme mantığı doğal biçimlerin optik doğruluğuna ya da aklî biçim ve ölçülere yaklaşım açısından gelişim göstermiştir. Bu sürece uygun olarak da çizgiye indirgenmiş mekân kavramından optik görüntülü mekân kavramına doğru resimsel bir biçimleme gelişimi olmuştur. Figür resmi çizgisel anlatımda büyük oranda doğanın sunduğu ölçü, yapı ve renk mantığına bağımlı kalmıştı. Doğa biçimini bir inceleme aracı olan desen, soyut resimde gerekliliğini yitirmiştir. Bu durum karşısında soyut resimdeki desen içeriğinin anlaşılması ve saptanması gerekiyordu. Tüm bunlar Batı’da olduğu gibi bizde de soyuta atılan ilk adımlarda sorunlar yaratıyordu. Soyut sanatın güzel sanatlar öğretimi yapan kurumlara girmesinin gecikmesi bu sorunlara dayanır. Diğer bir sorun da (modle) işleminin soyut resimde değerini yitirmiş olmasıdır. Figür resminde “modle” işlemi doğa biçiminin üç boyutlu görüntüsünü kesinlikle saptamak için bulunmuştur. Ancak soyut sanatın nesnenin görüntüsü ve inşası ile ilgilenmemesi modle işleminin anlamsızlığını ortaya çıkarmıştır. Batı’da modlenin önemsiz olduğunu hatta anatomi bilgisinin sanatçı için gereksiz olduğunu yazanlar oldu.
Bir diğer ayrılık da soyut resmin yüzeyindeki düzenleme mantığıdır. Soyut resim doğa görüntülerinin mekân içinde sıralanmasına dayanan derinlik yaratma işlevine gereksinim duymaz. Böyle olunca da sadece resimsel öğeler ve ilişkileri, resim düzeninin ilişkileri içinde daha engelsiz oluşturulabilmektedir. Figür resmin mekânsal kuruluş mantığı soyut resimde önemini yitirmektedir. Nesnelerin sıralanmasına ilişkin perspektifin ortadan kalkması ile bir sonsuzluk oluşmuştur. Böylece yeni bir hacim anlayışı biçimlenmiştir. Soyut resimdeki bir diğer özellik açık kompozisyondan uzaklaşan, tamamen resimsel gereklerden oluşan bağlantılarla inşa edilen bir kompozisyon kurulmasıdır.
Kaynak
|