Aztekler
Orta Meksika'da 1300'den 1519'daki İspanyol istilasına değin gelişen sanat. Basamaklı tapınaklar inşa eden Aztekler, daha çok dinsel nitelikte bir sanat yaratmışlardır. Aztek sanatından bugüne mimari ürünler ve mimari bezeme dışında pek az örnek kalmıştır. Aztek mimarlığının en önemli yapıtları eskiden Mexico City'nin yerinde bulunan Tenochtitlan kentinde yer almaktaydı. Dev boyutlu tapınak piramitlerinin bir bölümü halen ayaktadır. Bunlarda kullanılan bezemeler ise özellikle üsluplaştırılmış insan ve hayvan betimlemeleriyle oluşturulmuşlardır.
Tenochtitlan, XVI. yüzyılda tüm Meksika'nın en görkemli kenti oldu. Adanın çeşitli bölümleri arasında ulaşımı kolaylaştırmak için kanallar açıldı, ev ve saraylar yapıldı; 25 piramidi kapsayan kutsal bir alan kuruldu. Bunların en önemlisi, yağmur ve savaş tanrılarına adanan ve 1485'te tamamlanabilen Huitzilopoçtli piramidiydi. Yüksek bir platform üzerinde yükselen bu piramidin, dik basamaklarla ulaşılan tepesi düzdü; sunak ile putlar buraya yerleştirilmişti.
Aztekler, kocaman taşları yontarak büyük yapılar, gerçek boyutlarda insan figürleri ya da ilginç desenler yaptılar. Yeşim ya da kristalden oyulmuş minyatür hayvan ve insan figürlerini, değerli taşlar ya da incilerle süslenmiş kutsal masklar gibi küçük parçaları işlemekte de çok ustaydılar. Parlak renklerle boyanmış çömlekler yaptılar. Gelişmiş bir pamuklu dokuma sanayileri vardı; altın, değerli kürkler ve tropikal kuşların parlak renkli tüyleriyle süslenmiş zarif giysiler yaparlardı. Başlıca müzik âletleri boru, trompet, davul ve zildi. Şenliklerde şiir okuyup, şarkı söylerlerdi.
Azteklerin sanatı, genç ve savaşçı bir halkın olağanüstü canlılığını yansıtır, çok kısa bir süre içinde (XV. ve XVI.yüzyıl) gelişmiş olmasına karşın büyük bir olgunluğa ulaşmış, askerlik ve dine dayalı bir uygarlığın en iyi örneğini ortaya koymuştur.
XV.yy'ın başlarında, Mexico-Tenochtitlan, gerçekleştirdiği fetih hareketleriyle güçlü bir kültür merkezi haline gelmiş, Aztek gelenekleri ile egemenlik altına alınmış halkların gelenek ve görenekleri karşılaşmış ve birbiri içinde erimişti. Anıtlarda Tolteklerin ve Huaksteklerin etkilerine rastlanır; seramik alanında Çolulaların etkisi görülür, mücevher yapımında Miksteklere özgü öğeler ağır basar. Ama Aztek üslubu, gerçekçiliği, simgeciliği ve canlılığıyla, çeşitli etkiler taşıyan bu yapıtlara, tartışmaya yer bırakmayan bir özgünlük sağlamıştır. Belirgin özelliği yeni ve kolaylıkla taklit edilememesi olan Aztek sanatında, ölüme ve kanlı olaylara büyük yer verilmiştir.
Mimarlık
Azteklerin mimarlığı pek yenilikçi sayılmaz, daha çok Toltek mimarlığının özelliklerini taşır. Kesik piramitler, sütunlu salonlar, yer yer yılanbaşlarının dikilmiş olduğu mazgallı surlar. Ayrıca Huaksteklerden dairesel tapınak türü alınmıştır. Biri Aztek güneş tanrısı Huitzilopochtli'ye öbürü de eski yerel yağmur tanrısı Tlaloc'a adanmış olan çifte sunak yerinin birleştirilmiş olması bakımından, Mexico'daki büyük tapınak (Teocalli), Toltek tapınağından farklıdır. Büyük piramidin yanında yer alan bir başka piramitte de, sonradan benimsenen tanrı Quelzalcoatl'a adanmış daire planlı bir tapınak vardı. Mexico'daki anıtlar yıkılmıştır ama daire planlı Calixtlahuaca tapınağı ile Huatusco tapınağı, bütünüyle özgün bir Aztek ürünüdür.
Heykelcilik
Dinsel kökenli ve simgesel olan Aztek heykel sanatında gerçekçi bir hava egemendir. Tüylü yılan, Quetzalcoatl Eyecatl'in görüntüsü, “Toprak Tanrıçası”, Coatlicue'nin başsız ve yılanlara sarılmış korkunç görüntüsü, vb. bu heykel sanatının başlıca örneklerini oluşturur. Aztek heykelciliğinde tarihsel olgular sergileyen alçak kabartmalara da çok sık rastlanır, bunlar bazı olayları anlatmalarının yanı sıra, simgesel motiflerle de süslüdür; Önder Tizoc'un on beş zaferinin anısına dikilmiş olan taştan anıt; Mexico'daki Teocalli tapınağının açılışı (1497) için yapılmış dikili taş. Ayrıca, Aztek takvimi ya da dört güneş taşı, dinsel mitolojiyle ya da evrenin yaradılışıyla ilgilidir.
Daha çok süsleme sanatlarında kullanılan yeşim taşı, yılan taşı gibi sert taşlardan, mücevher, önemli kişilerin göğüslerine taktıkları süsler, dinsel eşyalar, maskelerin yapımında yararlanılmıştır.
Küçük El Sanatları
Azteklerin ülkesine gelen İspanyollar, burada buldukları altın, gümüş ve yarı değerli taşlardan yapılmış mücevherler, kuş ve tavşan tüyünden yapılmış kumaşlar, silahlar, seramik çanak çömlekler, resimler karşısında büyülendiler. Ama hayran kaldıkları bu uygarlığın ürünlerini acımasızca yok ettikleri için, günümüze bu görkemli sanattan çok az örnek kaldı. Codex borbonicus (Yeni Ateş Bayramı), Azteklerin çok başarılı oldukları tezhip sanatı konusunda günümüze kadar korunmuş olan birkaç üründen biridir.
Başka yerlerde bilinmeyen teknikler Mexico'da son derece geliştirilmiştir; bunlar arasında daha çok dinsel eşyaları (söz gelimi kurban bıçakları) süslemede kullanılan kakmalar ve mozaikler, özelliklede kuş tüyünden yapılma mozaikler son derece ilgi çekicidir. Montezuma'nın Cortez’e armağan ettiği bir su canavarıyla süslü ünlü kuş tüyü kalkan bu sanatın günümüze kadar korunabilmiş son örneklerinden biridir.
Kaynak
|