Kızılderililer
Kızılderililer ya da Amerika Yerlileri, Sibirya kökenli Eskimo - Aleut halkları dışında kalan bütün Amerika yerlileri için kullanılan ortak birleştirici addır. Dilce birbiriyle akraba olmayan iki ayrı ana grupta toplanırlar: Sibirya kökenli olan Na-Dene dilleri ile Na-Dene dilleri dışındaki bütün Kızılderili dillerini içeren Amerind dilleri.
“Alaska yerlileri” adı, Alaska'da yaşayan Eskimo-Aleut halklarını ve Kızılderilileri topluca nitelemek için kullanılır. ABD'nin diğer eyaletlerinde “Native Americans”, “American Indians” ya da kısaca “Indians”; Kanada Yerlileri “Aboriginal peoples” adı Kanada'da yaşayan Eskimo-Aleut halklarını (İnuit), Kızılderilileri (First Nations) ve Métisleri topluca nitelemek için kullanılır.
Çoğu anasoylu, avcı ve toplayıcı, bazıları Olmekler ve Mayalar gibi Mezoamerika Kızılderilileri mısır, Keçuvalar ve Aymaralar gibi Güney Amerika Kızılderilileri patates tarımını keşiften önce de yapan halklardır. Kuzey Amerika'da Kızılderililer sınırları belirli kısıtlayıcı özel yerleşimlerde yasal olarak toplanırlar ve bu yerlere ABD’de Kızılderili rezervasyonu “Indian reservation”, Kanada’da ise Kızılderili rezervi “Indian reserve” adı verilir.
Kızılderililerin nasıl adlandırılması gerektiği hâlâ tartışma konusudur. Türkçe Kızılderili adı İngilizce Redskin “kızıl deri” adının çevirisidir ve dünya dilleri arasında kullanılır. İngilizcedeki “Redskin” nitelemesi harfiyen İspanyolca “Piel Roja” adlandırmasından çeviridir ve bu İspanyolca ad, Kristof Kolomb'un 1492 yılında Hindistan sandığı yere ilk ulaştığı nokta olan Karayipler'in (hâlâ Batı Hint Adaları ‘West Indies’ olarak da bilinir) yerli halklarından Taynoların vücutlarını bixa orellana tohumuyla boyamasından kaynaklanır. İngilizcede ayrıca Red Indians “Kızıl Hintler” adı da geçer fakat o kadar yaygınlaşmamıştır ve “Redskin” adı da günümüzde yalnızca argo olarak kabul edilmektedir. Türkçedeki Kızılderili adı ise argo değildir.
Amerika yerlileri ya da kısaca Yerliler: ABD’de “Native Americans - Yerli Amerikalılar”, “American Indians - Amerikalı Hintler” ya da yaygın biçimde kısaca “Indians – Hintler” olarak adlandırılır ve yalnızca Kızılderilileri nitelendirir. “Indian – Hint” sözcüğünün kullanılması, kâşif Kristof Kolomb’un Amerika'nın doğu sahiline ulaştığında burayı Hindistan sanmasından kaynaklanır.
ABD Nüfus Sayım Dairesi, ülkedeki yerlileri “American Indian and Alaska Native” adı altında topluca ele alır ve “American Indian - Amerikalı Hint” terimiyle Kıta ABD’sindeki yerliler (ki hepsi de Kızılderilidir) kastedilirken, “Alaska Native - Alaska Yerlisi” terimi Alaska'daki yerlilerin tamamı (Aleutlar, Alaska Eskimoları, Alaska Kızılderilileri) için kullanılır.
Kanada'da “aboriginal peoples - yerli halklar” olarak adlandırılır ve hem Eskimo-Aleut halklarını (Inuit) hem de Kızılderilileri (First Nations) nitelendirir. Guyana'da “Amerindian - American Indian - Amerikalı Hint” adı Kızılderililer anlamında kullanılır ve bu adlandırma diğer ülkelerde yaygın değildir. Bölge İspanyolcasında gündelik konuşma dilinde “Indios – Hintler” kullanılırken yazı dilinde “Amerindio – “American Indian - Amerikalı Hint” ya da “pueblos indígenas - yerli halklar” adı kullanılır. Arjantin'de ise daha çok “aborígen – yerli” olarak adlandırılır.
Alaska yerli sanatı, ABD’nin Alaska eyaletinde beş ana kültür grubuna ayrılan ve Amerika yerlilerinden ayrı değerlendirilen avcı ve toplayıcı Alaska yerlilerinin sanatıdır. Türkiye'nin iki katı büyüklüğündeki Alaska'nın dünyanın geri kalanından uzak olması bu sanatların yeterince tanınmamasının ana sebebidir. Günümüzde “Alaska Native Arts Foundation” adlı kâr amacı gütmeyen kurum tarafından tanıtım ve dağıtımı yapılan bu sanatın ürünleri zengin ve çeşitlidir. Bu sanatta Kızılderili halklarından Tlingitler ve Haydalar totem direği gibi tahta oymacılık ürünleriyle tanınırken, Atabask dillerini konuşan Kızılderiler (Alaska Atabaskları) boncuk işi ve sepet yapımıyla, Eskimo halklarından İnyupikler fildişi oymacılığıyla, Yupikler ise daha çok maskelerle öne çıkarlar. Alaska yerli sanatı örnekleri dünyanın değişik müzelerinde sergilenmektedir ve Alaska'daki örnekleri Alaska Yerli Dil Merkezi’nde de bulunmaktadır.
Alaska yerli sanatında ana malzemeler arasında deniz (fok, mors) ve kara (kutup ayısı, kutup tilkisi, kızıl tilki, boz kurt, tavşan, lemming, gelengi, gelincik, kakım, kutup porsuğu, köpek) memelilerinin derileri, mamut ve morsun dişleri (fildişi), Grönland balinasının dişleri (balina çubuğu) ve kemiği, misk sığırının boynuzu ve tüyleri, Dall yaban koyununun boynuzu, sığırın boynuzu, derisi ve tüyleri, rengeyiğinin post, tüy ve boynuzu, oklu kirpinin ok denilen dikenleri, huş ağacının kabuğu (huş kabuğu), ağaç (çam, ladin, mazı, kavak, kızılağaç) odun ve kütükleri, Elaeagnus commutata iğdesinin çekirdeği, buğdaysı ya da kamışsı otların sapları, deniz kabuğu (midye, istiridye, denizdişi kabuğu, deniz salyangozu) sayılabilir. Minerallerden nefrit ile yeşim taşları da malzeme olarak kullanılır. Eskimolarda ayrıca balık (Pasifik sombalığı, halibut) derisi, kuş (ördek, kaz, pufla, dalgıç kuşu, dalıcı martı, kuğu, kar baykuşu) derisi, fok bağırsağı gibi oldukça farklı malzemeye de çokça rastlanır. Boncuk işinde (beadwork) kullanılan boncuklar Avrupa kökenlidir.
Malzeme ve Ürünler
Bütün bu malzemelerden esas olarak kullanıma yönelik giysi (parka, qaspeq (kuspuk), eldiven, pantolon, (maklak, kar ayakkabısı), kar gözlüğü, aksesuar (labret, kolye, bilezik, yüzük), araç gereç (zıpkın, kayık, Eskimo kayığı, kano, tobagan, kızak, ulu bıçağı), bebek, oyuncak ya da kap kacak veya şamanistik törenlerde kullanılan maske ya da totem direği yapılır. Dokuma sanatı örnekleri daha çok Pasifik kıyısı Kızılderililerinde (Hayda, Tlingit ve Çimşiyanlar) görülür.
Halklarına Göre Sanat
İnyupikler, balık derisi, kuş derisi ya da fok bağırsağı gibi oldukça farklı malzemeden yaptıkları çoğu kullanımlık ürünlerle bilinirler. Ürünler arasında ok, yay, zıpkın, şamandıra, deri kazıyıcı, yağ sökücü, labret, kaşık, halat, kemer, maklak ve diğer giyim aksesuarları sayılabilir. Bunlar, balık derisi, rengeyiği derisi, kutup ayısı derisi, balina çubuğu ve morsun ya da mamutun (kiligivak, kiḷigvak) fildişinden yapılır. Maskeler törenlerde kullanılmak üzere yapılır ve dekoratif değildir. Avcılar için ufak çocuk biçiminde muska heykelcikler yapılır. Nesneler genellikle kömürle boyanır ve balık yağı ile verniklenir. Ayakkabı ve parkalar kadınlar tarafından yapılır ve bu sanata “deri-dikiş” (skin-sewing) adı verilir. King Adası İnyupiklerinin mors fildişi oymacılık ürünleri British Museum gibi değişik müzelerde sergilenmektedir. İnyupik fildişi oymacılığı dekoratif olduğu kadar ayrıca geçim sağlayıcı bir uğraştır. Alaska'da Nome Altına Hücumu’ndan sonra en popüler uğraş fildişi oymacılığı 1900’lerden sonra revaçta olmuş ve oymacıların sayısı artmıştır. İnyupik oyuncak bebekleri daha kaba oyulmuş olup ağızları da küçük ve düzken, Yupik bebeklerinde hilal kaşların aynadaki tersidir. İnyupik bebekleri gerçek insanlar gibi kürklüdür. Kemik ve fildişi üzerini gravürle işleyerek yapılan süsleme sanatı (scrimshaw) günümüzde daha çok dekoratiftir.
Sibirya Yupikleri, yaygın olarak morsun dişinden ve kemiğinden labret ya da sepet tutamağı olarak kullanımlık oymacılık sanatını uygularlar. Bu sanat, Avrupa'dan ilgili âletlerin gelmesiyle daha da ince hale gelmiştir. Günümüzde, Sibirya Yupikleri’nin ana geçim kaynaklarından birini oluşturur. Oymacılığın yanında, kürkten mozaik biçiminde kırkyama da görülür.
Alaska Yupikleri de İnyupikler gibi, balık derisi, kuş derisi ya da fok bağırsağı gibi oldukça farklı malzemeden yaptıkları çoğu kullanımlık ürünlerle bilinirler. Kendi araçlarına ufak fonksiyonları olan süslemeler yaparlar. Yupiklerin en çok tanınan sanat ürünleri arasında maskeler (Yupikçe kegginaquqsg kegginaquk dual kegginaqut pl; Nunivak agayu) gelir ve bu Yupik maskeleri geçmişte şamanistik törenlerde maskenin temsil ettiği ruha dönüşüm için kullanılırken günümüzde daha çok kullanımlık değil dekoratif amaçlıdır. Danslarda daha çok kegginaquq maskeleri kullanılırken, şamanistik törenlerde kullanılan şaman maskeleri (nepcetaq) de vardır. Boyu birkaç inç, ağırlığı da birkaç kilo gelebilir. Yapımında birkaç kişinin emeği bulunabilir. Avın bereketli geçmesi için kullanılır. Maskeler törenlerde geleneksel olarak kullanıldıktan sonra imha edilir. Yupik maskeleri sürrealisttir ve mücevher tasarımcılarına da ilham kaynağı olur. Yupik sanat ürünleri arasında labret, oyuncak bebek (irniaruaq) ve giyim kuşam örnekleri de bulunur. Yupiklerde gerçeğinden stilize taklit edilerek oluşturulan oyuncak ürünler de görülür. Bunlar, geçmişte bir maskenin kullanımlık aksesuarı olabildiği gibi, günümüzde de tek başına biblo gibi dekoratif amaçlı da olabiliyor. Bu oyuncaklar Yupikçede “taklit” anlamını veren “-r/g-uaq” ekiyle ifade edilirler. Fildişi ya da ağaçtan oyma kuzgun (tulukaruguaq), kar baykuşu (aniparuaq), turna (qucillgaruaq), ördek (yaquleguaq), Grönland balinası (arveruaq), mors (asveruaq), sakallı fok (maklaguaq), canavar (carayaguaq), davul (cauyaruaq), kızak (ikamraruaq), Eskimo kayığı (qayaruaq), qasgi (qasgiruaq) gibi oyuncak ya da aksesuarlar yanında ot sapından örme çaydanlık (caaniiguaq) ve soba (kaminiaruaq) gibi oyuncakların örnekleri değişik müzelerde görülebilir.
Guçinlerin “Gwichyaa Zhee” olarak da bilinen Fort Yukon’daki “Gwich’yaa Gwich’in” kabilesi, geçmişte oklu kirpinin “Erethizon dorsatum” ok denilen dikenleriyle kirpi işini “porcupine quillwork” ceket ve eldivenlerde birincil süsleme öğesi olarak yaparken, 1800’lerin sonunda cam boncukların Avrupa'dan gelişiyle birlikte hızlı bir değişim yaşanmış ve kirpi işi yerini büyük ölçüde boncuk işine “beadwork” bırakmıştır. Günümüzde bot, ceket ve eldivenlere yaptıkları kullanımlık ve dekoratif boncuk işi sanat ürünleriyle tanınırlar. Geleneksel huş ağacının kabuğundan yapılan kanolar ile kar ayakkabısı bir diğer sanat ürünleridir. Guçinlerde ayrıca resim sanatı da gözde olan yeni sanatlar arasındadır. Guçinlerin rengeyiği derisinden yaptıkları geleneksel giysileri de vardır ve bunlar yerli kültüre sahip çıkma kaygısıyla ve ekonomik getirisinden dolayı günümüzde proje hâlinde desteklenip teşvik edilmektedir. Bu deri giysilerde aksesuar olarak oklu kirpi dikeni ile Elaeagnus commutata türünden iğdenin tohumları (çekirdekleri) kullanılır
Değinaklar söğüt kökü sepetçiliği “willow root basketry” ile tanınırlar. Buna karşın diğer Alaska Atabasklarından kadınlar esas olarak huş ağacının kabuğundan (huş kabuğu) sepet örer. Aşağı ve Yukarı Tananalar ise kahve kutusu sepetleriyle “coffee can basket” bilinirler. Tlingitlerde, sanat çalışmaları daha çok fonksiyoneldir. Deriden giyim kuşam ürünleri ile ağaçtan oyma kano ve özellikle de totem direği en çok tanınan ve örnekleri dünyanın değişik müzelerinde görülen sanat eserleridir. Geleneksel yontma aracı olarak deniz kabuğu, taş ve kemikten yapılan bıçak, yontu malzemesi olarak da yabani koyun ve keçi kemikleri de kullanılsa da daha çok ağaç tercih edilir. Kano ve totemlerde kullanılan ağaç olarak yöredeki mazı (Thuja) türleri olan Batı Mazısı ve Boylu Mazı tercih edilir. Ahşaba yemek tadını geçirmediği için kap kacak daha çok kızılağaçtan yapılır.
Geleneksel Tlingit kültürü sözlü tarihe dayandığından totemler genellikle bir hikâye anlatımını tasvir eder. Bir Tlingit kabilesi (ḵwáan) olan Çilkatlar (Jilḵáat Ḵwáan) tarafından geliştirilen ve sonra da diğer Tlingitlere ve Hayda ile Çimşiyanlara da geçen “Çilkat dokuması” adı verilen dokuma örnekleri Alaska yerli sanatının en çok tanınan örneklerindendir.
Haydaların Alaska'da yaşayan Kaigani denen kabilesi hariç çoğu Kanada’da yaşar. Hayda sanat ürünleri arasında maskeler, sepetler, dokumalar ve totem direği ile heykel oymaları görülür. Alaska ve Kanadalı Hayda sanatçıları arasında ladin kökünden sepet yapan Primrose Adams, sepet ve düğme battaniye (button-blanket) ören Florence Davidson, sepetçi Diane Douglas-Willard ile Delores Churchill, oymacı Reg Davidson, Robert Davidson, Freda Diesing, Charles Edenshaw ile Bill Reid sayılabilir.
Günümüzde kültürlerarası iletişimim fazla olması farklı gruplardan yerlilerin birbirinden etkilenebilmesine sebep oluyor. İnyupik Eskimoları Grönland balinasının kaburga kemiklerinden heykelcikler oyar ve bu geleneği günümüzde Kızılderili Alaska Atabasklarından modern sanatçılar da sürdürür.
Günümüzde internetin gelişimiyle birlikte Alaska yerli sanat ürünleri de geniş kitlelere ulaşmış ve tanınmaya başlamıştır. Yerli ekonomisine katkısı dolayısıyla Alaska Native Arts Foundation adlı kâr amacı gütmeyen kurum tarafından desteklenmektedir. Fairbanks Alaska Üniversitesi (UAF, University of Alaska Fairbanks) 1965 yılında yerli sanatı programı oluşturmuş ve bu amaçla da “Native Art Center at the University of Alaska Fairbanks” kurulmuştur. Rabinowitz Courthouse’da Alaska yerli sanatına ait çağdaş stilize tasarımların örnekleri bulunmaktadır.
Yeni Sanatlar
Alaska yerli sepetçiliği birbirinden oldukça farklı teknik ve stillerde yapılır. Güneydoğudaki ladin kökü ve sedir kabuğundan örülen girift sepetlerden Aleut adalarındaki mikroskobik ince örümlü çim sepetlere ve Arktik kıyının söğüt ve balina çubuğundan yapılan sepetlerine kadar değişkenlik gösterir. Bir asır önce oldukça yaygın olan geleneksel sepetçilik, modernleşmeyle birlikte günümüzde azalsa da, daha çok yeniden keşfedilme ilgisiyle ayakta durmaktadır.
Alaska yerlilerinin kullanımlık geleneksel sanatlarına benzeyen fakat nispeten son dönemde yapılıp gelenekselleşen dekoratif sanatlar da bulunur. Bunlar içinde Kuzey Alaska sahil İnyupiklerinin (Taġiuġmiut) balina çubuğu sepetçiliği ile içbölgedeki Nunamiut İnyupiklerinin rengeyiği postundan yaptıkları maskeler dekoratif olduğu kadar yerli ekonomisine hatırı sayılır katkı yapan ürünlerdir.
Balina çubuğu sepetçiliği (baleen basketry) İnyupik Eskimolarının Kuzey Alaska'da balina çubuğundan yaptığı yeni sanat ürünlerinin başında gelir. Balina çubuklu sepet ilk önce turistik amaçlı olarak 1914-1918 yılları arasında üretilmiş olup zamanla farklı stiller geliştirilmiştir. Önceleri erkeklerce yapılan sepetçilik 1970’lerden beri daha çok kadınlarca yapılmaktadır. Point Hope yöresinde sepetlerde tutamak olarak St. Lawrence Adası’ndaki Sibirya Yupikleri ya da King Adası İnyupiklerinin yaptığı fildişi oyma heykelcikler kullanılır.
Nunamiutlarda rengeyiği derisinden ve postundan yapılan maskeler Noel zamanı kutlamaları neşelendirmek amacıyla 1950’lerde Bob Ahgook, Justus Mekiana ve Zaccharias Hugo tarafından yapılmaya başlanmış ve zamanla bir gelenek haline dönüşmüştür. Bütünüyle deri ilk maskeyi 1951 yılında Bob Ahgook ile Zaccharias Hugo yapmıştır. Ahşap kalıplı deri maskeleri ise 1956 yılında Justus Mekiana yapmış ve bu, maske yapımında bir dönüm noktası olmuştur. Deriler demlenmiş çayla kahverengi tonda renge boyanırlar. 1960’ların ortalarında Anaktuvuk Pass köyünde çoğu yetişkin için önemli kazanç kaynağı haline gelmiştir. Bugün bu gelenek sürdürülmekte ve teşvik edilmektedir.
Kolomb öncesi sanat Kuzey Amerika, Meksika, Orta Amerika, Karayipler ve Güney Amerika’da XV. yüzyılda Avrupa’dan kolonici fetihçiler gelmeden önceki zaman dönemindeki sanat olarak kabul edilebilir. Kolomb öncesi sanat MÖ 1800'den M.S. 1500'lere kadar Amerikalarda gelişip meyve verdiği kabul edilebilir.
Arkaik Dönem
Kuzey Amerika'da MÖ 9000 ile MÖ 800 dönemleri “Arkaik Amerika Dönem” olarak adlandırılır. Bu dönem Güney Amerika'da daha kısa olup MÖ 3000'de başladığı kabul edilmektedir. Bu dönemdeki Paleo-Amerikalı yerliler uygarlığında kalan önemli kalıntılara kayalara veya mağara duvarlarına çizilen veya bazen kazılan kaya resimleri olmaktadır. Bu kaya resimleri, örneğin ABD'de “Büyük Galeri (Utah)”, “Pecos Nehri (Teksas)”, “Coso Sıradağları (Kaliforniya)”, çok realist piktogramlar halinde görülebilir ve özel olarak “kaya sanatı” adı verilmektedir.
Pasifik Kuzeybatısı Kızılderilileri
Bu bölge Kaliforniya’nın kuzeyi ile Alaska’ya kadar uzanan Pasifik Okyanusu sahil şeridi ve hinterlandından oluşur. Haydalar, Tingitler, Çimşiyanlar gibi yerli Amerikan kabileleri sanat objelerinin yapımında sembollerle dolu süsler kullanmakta ve çok incelikle detaya inmektedir. Bu kabilelerin ürettiği sanat objeleri çok detaylı yontulmuş ve renklendirilmiş totem direkleri, maskeler ve kanolardır. Bu eserler için kullanılan en önemli malzemeler ahşap olup Batı Mazısı veya sekoya ağaçlarından elde edilmişlerdir.
Kuzeydoğu Kızılderilileri
Kuzeybatıda Yerli Amerikalılar Mississippi Nehri’nin doğusundan Amerikan Büyük Gölleri’nin ve Saint Lawrence Nehri’nin bulunduğu bölgelerde yaşamışlardır ve yaşamaktadırlar. Çok sayıda ve karmaşık şekilde yerleşik kabilelerden oluşmaktadırlar; ama bu kabileler arasında sıkı sosyal ve ticaret ilişkileri bulunmaktadır.
“Höyük Yapanlar (Mound Builders) Kültürü” kabile sınırlarını belirlemek ve ölülerini gömmek için çok sayıda höyükler yapmışlardır ve bu höyüklerin bazılarında bu kültürün sanat eserleri de bulunmuştur.
“Deptford Kültürü” MÖ 2500-M.S. 100 döneminde önemini korumuştur. Bu kültürün geliştirdiği seramikler bölgede en eski sanat eserlerini oluşturmaktadır.
“Adena Kültürü” bu Deptford eski kültürden çok yararlanmış ve o kültürün yerine bölgeye hâkim olmuştur. Bu kültür seramikler yanında üzerlerinde zoomorfik kazıntılar bulunan taştan heykeller de hazırlamıştır.
“Hopwell Kültürü” M.S. 200-M.S. 500 yılları arasında gelişmiş ve boncuktan ve metal takı eserleri; değişik kaideler üzerine oturtulmuş heykelleri ve süslenmiş insan kafatası ve kemiklerinden objeleri ile bilinmektedir.
Diğer yerli Amerikan halklar ve özellikle Iroquois kabilesi ürettikleri sedef ve inci süslü “vampum” adı verilen kayışları ile bilinmektedir. Bu süslü kayışlar yerli Amerikan kabile mensupları arasında hemen geçerli bir değiş tokuş ortamı yani “para” yerine kullanılmakla beraber bu kayışlar üzerinde bulunan süslerin konuları kabile gelenekler ve mitlerinin gelecek nesillere geçmesini sağlamak üzere desenlenmiştir.
Güneydoğu Kızılderilileri
Poverty Point Kültürü
Arkaik dönemde bugünkü Louisiana'da yerleşmiş Amerikan yerli halklar (yaklaşık MÖ 2000 ile MÖ 1000 döneminde) Poverty Point kültürü adı verilen bir uygarlık geliştirmişlerdir. Poverty Point Kültürü’ne ait arkeolojik sanat eseri buluntularının çoğunun ana malzemeleri bu kültür merkezinin epeyce uzaklarından getirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Örneğin yapılmış taştan kaplar için “steatit” taşı Apalaş Dağlarından gelmiştir. Bu kültüre ait birçok pişmiş kilden yapılmış çanak çömlek de bulunmuştur.
Mississippi Kültürü
Mississippi Kültürü’nün Mississippi Nehri’nin doğu sahillerinde yaklaşık M.S. IX. ve M.S. XVII. yüzyılda gelişmiş bulunduğu ve “Höyük Yapanlar Kültürü” adı verilen kültürle yakın bağlantıları olduğu kabul edilmektedir. Bu kültür seramik kili ve yedikleri deniz hayvanları kabuklarını kullanarak çok yetenekli sanatkârlıkla birçok güzel sanat eserleri geride bırakmışlardır. Yerli Amerikalılar maden cevherinden maden üretme teknolojisini bilmemelerine rağmen değiş-tokuş suretiyle elde ettikleri bakır ve altından çok güzel eserler yapmışlardır.
Florida
Günümüzde Florida eyaletinde bulunan “Calusa” kabilesi, yaptıkları hayvan resimleri ile tanınmaktadırlar. Bu eyalete gitmeye zorlanan Seminole kabilesi ise çok güzel renkli ve desenli tekstilleri ile meşhurdurlar.
Güneybatı Kızılderilileri
Anasaziler uygarlığı, gelişmesinin zirvesine M.S. 1000 ile M.S. 1300 arasında yetişmiş ve ABD’nin güneybatı bölgesinde büyük izler bırakıp birdenbire gizemli şekilde kaybolmuştur. Bu uygarlık mısır ve pamuk yetiştirmek için gelişmiş barajlar ve sulu tarım için barajlara su kanalları ağları kurmuşlardır. Mesa Verde ve Chaco Kanyon adaları verilen iki büyük ve gelişmiş şehirsel yerleşke bırakmıştır. Anasaziler sanatkârları da turkuaz taşları, nadir kuş tüyleri ve tatlısu kabuklu hayvanları sedefi gibi değişik malzemeler kullanarak eserler hazırlamışlardır.
M.S. 200'e doğru “Hohokam Kültürü” gelişmiştir ve bu kültürün devamları “Tohono O'ödham”, “Pima” ve “Akımel O'ödham” kabileleri olmuştur. Diğer bir gelişmiş sanat eserleri veren ama sonra birdenbire kaybolan uygarlık da “Mogollon Kültürü” olmuştur. Bu kültürden seramik eşya üzerinde hazırlanmış hikâye anlatan resimler kalmıştır. Son bin yıl içinde ise kuzeyden şimdiki Kanada’dan göç eden Atabask dilleri konuşan Apaçiler ve Navaholardan oluşan “Güney Atabaskları” denen halklar güneybatı bölgesine yerleşmişler. Bunların en önemlileri, renkli kumdan törensel resimleri ve battaniye ve kilim dokuma sanatları ile ün yapmış olan Navaholar gelmektedir.
Kaynak
|